16 Haziran 2013 Pazar

Son Yıldönümü

Gece yarısını çoktan geçmişti. Arabamıza binip yeni evimize doğru yola çıkmıştık. İlk kez o gece bu kadar yakından ve canlı olarak bir ateş böceği görmüştüm. Bir şekilde arabanın içine girmiş, karanlıkta gelinliğimin eteklerinde yanıp sönerek uçuşuyordu. O an çok hoşuma gitmişti. Elini sıkıca tutup "Ne dersin, sence bu bizim uğurumuz mu?" diye sormuştum... kötü günlerin habercisiymiş. O günün üzerinden tam 6 yıl geçti.
İlk ve birlikte geçirdiğimiz son yıl dönümümüzde  ona güzel bir kol düğmesi almıştım,  özel bir anlamı vardı. Uzun zamandır sıkıntılı geçen günlerimizi her şeye rağmen geride bırakmak ve bir şeyleri düzeltmek için çabalıyordum ve o gün bunun için iyi fırsatlardan biriydi...İşe yaramadı. Bir ay sonra o kol düğmelerini, topladığım diğer eşyalarının yanına koyarken nefes alamadığımı hatırlıyorum.
Ertesi sene yıl dönümümüz yaklaştığında bir kaç gün öncesinde içim kıpırdanmaya başlamıştı. O günü nasıl atlatacağımı hiç bilmiyordum. Tüm sene boyunca kendimi sorgulamış, neden bütün bunları yaşadığımı anlamaya çalışmıştım. Sanki hiç yaşamamış birini sevmiştim ve galiba hala onu özlüyordum.  Bu durumdan beni sevgili arsız böcüküm kurtardı. Beni Çengelköydeki Villa Bosphorus'a götürdü ve çok keyifli bir akşam yemeği eşliğinde o günü atlatmamı sağladı. Zaten boğaz beni her zaman rahatlatmıştır.
Sonraki senelerde o kadar kötü hissetmedim. Her geçen yıl farklı duygular içindeydim. Birinde kızgın, birinde kendini suçlayan,birinde boş vermiş... Geçen sene 15 gün sonrasında hatırladım mesela :).
Bugün son yıl dönümümüz. Bir aksilik olmazsa bu sene artık yasal süre doluyor ve kağıt üsteki bu evlilik bitiyor.

Şimdi bunları neden anlattım? Taahhüdlerimle ne ilgisi var?
Geçen görüşmemizde Piçiko bana, aslında kilo vermek istemediğimi düşündüğünü söylemişti. Ona göre sevimli tombul olmak işime geliyordu. Bana çok saçma geldi. Olur mu öyle şey, bu ne şimdi ? Ama dün koçumcuğumla vizyon belirlemek ve hayallere ulaşmak üzerine konuşurken buna benzer bir şeyi söyleyince bunu biraz sorgulamam gerektiğini düşündüm. Kilo vermeyi gerçekten istiyor musun? diye sordu. Bir de taklidimi yapar gibi tuhaf bir hareket yaptı :)) neydi o hiç anlamadım ama aklıma geldikçe hala gülüyorum...
Neyse, düşündüm ve şu sonuca vardım. Az önce anlattığım dönem benim için hiç kolay geçmedi. Her ne kadar dışarıdan iyi görünsem de uzun bir süre içimde koca bir ateş yandı. Kimi zaman ufak bir anı o ateşe üfleyip büyümesine neden oldu. Kimi zaman da ben kendimi sorgulayacağım derken geçmişi kurcaladım ve istemeden de olsa ateşin sönmesine hiç izin vermedim. Bundan dolayı hep korunup kollanması gerektiğine inandığım bir şirinlik muskası ortaya çıktı. Kilolu olmak, farkında olmadan beni tekrar üzülmekten koruyan bir bahane haline geldi. Artık geleceğe bakmak istiyorum desem de gerçekte bunu yapmıyorum.
İşte şimdiki taahhüdüm bu. Bugün, bu son yıl dönümü ile birlikte, artık geçmişte beni üzen olayları tekrar tekrar kurcalamaya, eski hatıraların beni üzmesine izin vermeyeceğim. Tekrar biri tarafından sevilip yine o kişi tarafından üzülebileceğim gerçeğinden kaçmayacağım. Üzülmemek pahasına geri durmayacağım. Güzel hatıralar biriktirebilmek için önce onu yaşayacağım :)




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder