Bu arada Çılgın Ruziye her zaman ki gibi beni vazgeçirmeye çalışıyor. Ona göre bu kadar para harcamaya değmez. Yola çıktığınızda sizi destekleyen birilerinin olmaması çok zor. Yetmiyormuş gibi içimde "Yanlış yapıyosun ve sonunda hepimiz ölüceeeez" diye fısıldayan bir piç eleştirmen var. Sürekli fikirlerimi savunmak zorunda olmak beni cidden çok yoruyor.
Göreceğiniz üzere haftam hiç iyi başlamadı. Böyle de devam edeceğe benziyor. Bu hafta içinde karar verip uygulamam gereken bir konu var. Koçluk almaya devam edecek miyim yoksa buraya kadar mı diyeceğim? Son seansımızı yapmaya giderken, bundan sonraki seanslara daha uzun aralıklarla devam ederim diye bir düşüncem vardı. Çünkü değişim yolunda yalnız olmak beni korkutuyor. Amaaa... Koçumcuğum devam etmeye ihtiyacım olduğunu düşünmediğini söyledi.O konuştukça, sırf seanslara devam edebilmek için sıradan gündemler yaratan biriymişim gibi göründüğüm izlenimine kapıldım. Bu son derece utandırıcıydı. Kendimi Bob gibi hissetmeye başlamıştım. "What about Bob? diye bir film vardı, hatırlar mısınız? Bob, fobileri olan,bir çok doktoru canından bezdirmiş ve son psikoloğunu da en sonunda delirten takıntılı bir danışandı.
Belki karşı taraftan nasıl göründüğüm konusunda "çok da fi fi" demeli ve kendimi hazır hissedene kadar koçluk almaya devam etmeliyim. Belki de bakış açımı tamamen değiştirip bunu bir mezuniyet gibi düşünmeli ve mutlu olmalıyım. Off... Sıkıntı veren şeyler neden hep üst üste gelir? Neyse.. Bakalım önümüzdeki günler neler getirecek.
Göreceğiniz üzere haftam hiç iyi başlamadı. Böyle de devam edeceğe benziyor. Bu hafta içinde karar verip uygulamam gereken bir konu var. Koçluk almaya devam edecek miyim yoksa buraya kadar mı diyeceğim? Son seansımızı yapmaya giderken, bundan sonraki seanslara daha uzun aralıklarla devam ederim diye bir düşüncem vardı. Çünkü değişim yolunda yalnız olmak beni korkutuyor. Amaaa... Koçumcuğum devam etmeye ihtiyacım olduğunu düşünmediğini söyledi.O konuştukça, sırf seanslara devam edebilmek için sıradan gündemler yaratan biriymişim gibi göründüğüm izlenimine kapıldım. Bu son derece utandırıcıydı. Kendimi Bob gibi hissetmeye başlamıştım. "What about Bob? diye bir film vardı, hatırlar mısınız? Bob, fobileri olan,bir çok doktoru canından bezdirmiş ve son psikoloğunu da en sonunda delirten takıntılı bir danışandı.
Belki karşı taraftan nasıl göründüğüm konusunda "çok da fi fi" demeli ve kendimi hazır hissedene kadar koçluk almaya devam etmeliyim. Belki de bakış açımı tamamen değiştirip bunu bir mezuniyet gibi düşünmeli ve mutlu olmalıyım. Off... Sıkıntı veren şeyler neden hep üst üste gelir? Neyse.. Bakalım önümüzdeki günler neler getirecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder