1 Şubat 2014 Cumartesi

Sevgililer Günü Sendromu

Ve işte yılın en sevmediğim dönemine girmiş bulunuyoruz. Yaklaşık iki hafta kala her yer sevgililer gününe özel kampanyalar düzenler, reklamlar yapar, vitrinleri vıcık vıcık kalpli ivir zivirlarla donatır... Kısacası sevgilisi olmayanların yalnızlığını inadına yüzüne vurur. Bu dönem boyunca sokağa çıkmak benim için tam bir eziyete dönmeye başlar. O yüzden geçtiğimiz hafta tüm iştahımı bastırmaya yetecek çılgınlıkta alış veriş yaptım. 15 Şubat'a kadar mümkün olduğunca AVM'lerden uzak duracağım. Sinemaya gitmek, televizyonda romantik film izlemek yok. Gazete okunmayacak, internette tehlike arz eden sitelere girilmeyecek. Bu önlemler size saçma mı geliyor? Daha iyi bir fikri olan varsa söylesin.. Herkesin Pazartesi sendromu varsa benim de Sevgililer günü sendromum var !


İtiraf etmek zor ama sanırım ben biraz kıskanç bir hatunum. Buna benzer özel günleri keyifle kutlayan, birbirine anlamlı hediyeler veren çiftleri gördükçe orta yerimden çatlıyorum. Benim şansıma, hayatımın büyük bir bölümünde sevgililer gününü yalnız geçirdim. Ya o dönem sevgilim yoktu, ya askerdeydi, ya memleketinde.. illa ki bir terslik vardı işte. Sadece iki kere kocam olacak vatandaşla sevgililer gününü kutladım. Her ikisinde de beklediğim romantik hediyeyi alamadım. Birisinde aptal suratlı bir oyuncak ayı verdi. Diğerinde de küçük oyuncak bir fil... Sanırım bana bir şeyler ima etmek istiyordu ama ben anlamıyordum  (!)


Her neyse.. Umarım Silhouette'mi bulduğumda hayalimdeki gibi bir hediyeyi de alırım. Tutkuyla okunan bir şiir mesela.. Belki uzaklarda özel bir yere gitmek için alınmış biletler.. Ne bileyim, oyuncak fil yerine gerçeğini görmek için sürpriz bir afrika seyahati olabilir :) . Aslında baş ucuna bırakılmış içten bir not da iş görür. Ama muhtemelen en güzeli, beklenmedik bir anda gelen sevgi dolu kocaman bir kucaklama olurdu. Aah ah ! Böyle adam bulsam "sev beni !" diye ayaklarına kapanırım. O gün gelene kadar 14 Şubat'tan nefret etmeye devam edeceğim.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder