21 Kasım 2013 Perşembe

Balık Muhabbeti



Gariptir, hep balık sevmem derim ama önüme konunca da hapur hupur yerim.
Çocukken Pazar günleri mutfak babama aitti ve mutlaka balık pişirilirdi. Yanında da çeşit çeşit muhteşem salatalar olurdu. En çok onları yemeyi severdim. Haliyle balıklar gelmeden önce karnımı doyurduğumdan önüme konulan porsiyonu bitiremezdim. Her seferinde de bu yüzden tartışma çıkardı. Babam özene bözene hazırladığı için herkes keyifle yesin isterdi. Öyle kalkıp da, ben bunu yemem diye mızıklanınca adamın tepesi atardı. Babam sert adamdır. Ben de çocukken pek bir gıcıktım. Babam kızdığı zaman inadına karşı gelirdim. Adamcağız iyice sinirlenir, boyun damarları şişer, kıpkırmızı olurdu. Bazen avaz avaz bağırırdı. Neymiş ? Balık yemiyormuşum.  Asıl mesele otoritesine karşı gelmemdi ya, neyse. Bir iki kere tepemden pet şişe uçmuşluğu bile var. Sağolsun babişkom pek hedefi vurmayı beceremez, yüksek astigmatı var :). Ahh ah, geçmiş zaman. Şimdi babam eve pek balık sokmaz. Kokusundan rahatsız oluyormuş. Çok isterse boğazda bir yerlere gider yeriz.


Balıkla barışık olmamamin mazisi muhtemelen çocukluğuma dayanıyor. Tıpkı Balık soğanına olan aşkım gibi. Yok böyle bir lezzet. Önüme kocaman bir tabak koysalar zevkle oturur yerim. Annem bu yüzden bana hep kızardı. "Nasıl genç kızsın sen? Hiç öyle soğan yenir mi?" Yenir annecim yeniirrr... Önce incecik doğrarsın. Sonra iyice tuzlayıp mıncıklarsın ve biraz öldürürsün. Yıkayıp şöööyle bir zeytin yağı , limon, sumak dökersinnn. Hele bir de çıtır çıtır ekmek varsa... Allaahh... Böyle bir keyif yapmayalı en az 15 sene oldu galiba. Salak mıyım ben ya ? Bu Cumartesi yapsam mı acaba? Pazar günü evdeyim nasıl olsa, kimseye randevum yok. Sonradan bir şey çıksa bile çok da fifi...


Bu balık muhabbeti nerden çıktı diye soranlarınız vardır belki. Bugün iş yerinden arkadaşlar balıkçıya gidelim diye tutturdular. Ben de istemeye istemeye peşlerine takıldım. Yeniköy'de Taka Balık isimli salaş bir yere gittik. Taburelere falan oturuyorsunuz. Hava güneşli ve çok güzeldi. Mekan acayip kalabalıktı. Biz de yaklaşık 15 kişi falandık. Sohbet de tatlı olunca aklım eskilere gitti işte.
Yediğim balık çok lezzetliydi. Bir çok arkadaşım ekmek arası söyledi ama ben porsiyon aldım ve 2 lokmacık ekmek dışında yaramazlık yapmadım. Öğleden sonra ahretliğin doğum günü vardı. İnce bir dilim pasta yedim. Onu yediğim için de akşam yemeği yemedim. Şimdi daha iyi anlamışsınızdır muhabbetin nedenini. Açııım !!!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder