13 Kasım 2013 Çarşamba

Mario Levi ile Yaratıcı Yazarlık Atölyesi


Bu akşam yaratıcı yazarlık kursunun ilk dersine girdim. Gün boyunca endişe içindeydim. Aklımda saçma sapan sorular dolanıp duruyordu.
- Şimdi ben adama nasıl hitap edicem? Hocam, Mario bey, Bay Levi ?!!!
- Ne yazıyorsun derse ne dicem ? Blogum var, götten boktan bahsediyorum ... süper
- Bugüne kadar yaratıcılık adına verebileceğin en iyi örnek nedir ? diye sorarsa... İngilizce "Behavior" kelimesini "Be hey hıyar" olarak okumak mı dicem ? (Hikayesi uzun, belki başka zaman anlatırım)

Oysa ders hiç de endişe ettiğim gibi geçmedi. Tam tersine son derece keyifli ve heyecan vericiydi. Aptalca cevap verdiğim tek şey, Mario amcanın "Yazmak konusunda en büyük eksikliğimiz ne olabilir?" sorusuna "kalemimiz olmayabilir" şeklinde cevap vermem oldu. Allahtan onu da fısıltıyla söyledim de duymadı.

Derste en çok hoşuma giden, "Öldürmek, Özgürleşmektir" sözü oldu. "Yazmak için size engel olan bütün korku ve endişelerinizi öldürün" dedi. "Önce üzülür, pişmanlık duyarsınız ama sonra zevk almaya başlarsınız. Sonunda da kendinizi özgür hissedersiniz..."  Bu aslında başka bir çok şey için de geçerli değil mi?
Hoşuma gitmeyen tek şey ise, katılımcıların hepsinin bayan olmasıydı. Koskoca memlekette yazarlığa merak salmış, hoş, akıllı,  e hadi bi de esmer adam yokmuş be ya ! Sinir bozucu...

Dersin sonunda "Yazmak, soyunmaktır. Soyunmaya hazır mısınız?" dedi. Valla cevap vermemek için kendimi zor tuttum. Umarım bu 6 haftalık süreci dersten kovulmadan tamamlayabilirim.  Belli mi olur, bakarsınız çok ileride ünlü bir yazar olurum. Sizler de "Ben onun blog yazdığı zamanları bilirim" diyerek hava atarsınız .. Kısmet :)





2 yorum:

  1. Ay allahım ya nasıl temiz kalpliyim :) Daha bugün seni düşünüp bu kızın yazarlık atölyesi başlayacaktı başladı mı acaba, hiç de sesi çıkmadı falan diyodum. Hadi hayırlı olsun, imza günlerini de görürüz inşallah :)

    YanıtlaSil