16 Kasım 2013 Cumartesi

Koçluk Eğitimi


Hafta sonu ile birleşen eğitimleri pek bir severim. Hele o eğitim sadece 1 günlük ise tadından yenmez.

Sabahın köründe Taksime gitmek üzere yola çıktım. Çok uzun zamandır iş günü o saatlerde birinci köprüden geçmemiştim. Trafik çok kötüydü ama hiç keyfimi bozmadan, radyoda çalan şarkılara eşlik edip dans ederek Taksime vardım. Arkadaşlar yakın olur diye Haber Türk'ün otoparkına gitmemi önermişti. Point oteli biraz geçtikten sonra, durup birine yerini sordum. Gençten bir adamdı, bön bön baktı yüzüme. "Abla kocaman bina işte, karşındaaa " dedi. Meğer tepesinde kocaman Haber Türk yazıyormuş.  Ne biliiim lan ben!! Ben yola bakıyorum, havaya değil. "Sağol, hadi hadi... " diyerek gittim park ettim. Bu arada otoparkı pek sevmedim. Park yerleri dar. Üstelik ödeme yapmak için illa P1'e uğramanız gerekiyor.


Eğitimin konusu, koçluk ve kişilerin gelişimiydi. Her ne kadar böyle bir konunun bir güne nasıl sığacağını anlayamasam da, eğitime başlarken oldukça hevesli ve heyecanlıydım. 1 Yıldır aldığım koçluk olayının arkasındaki sırları öğrenebilecektim artık. Bakalım ne taktikler kullanılıyormuş, ne psikoloji oyunları dönüyormuş !

Eğitim ilerledikçe hayal kırıklığına uğradım. İster istemez hocayı koçumla kıyaslamaya başladım. Tamam, slaytlarda anlamlı bir şeyler yazıyordu. Ancak hocanın bu slaytlara yaptığı yorumlar biraz daha farklıydı sanki. Üstelik benim daha önce internetten araştırıp okuduklarımdan da biraz uzak gibiydi. Olay koçluktan çok, eğitimcinin eğitimi gibi bir şeye döndü. Her yorumu için bunu söylemek haksızlık olur belki ama bir kere gözüme battı ya... Hoca yandı bitti kül oldu.

Anladım ki bu koçluk işi her yiğidin harcı değil, orası kesin. Yanlış biri ile çalışırsanız hayat sizin için belki kabusa bile dönebilir. Kendimi bir kere daha şanslı hissettim. Bir ara dayanamayıp koçumcuğuma mesaj attım ve benim gözümde bir melek olduğunu söyledim. Aslında kanatsız melek diyecektim de bu adamın sağı solu belli olmaz. Bakarsın kanatlarım da var diyerek sırt kanat kaslarını gösterir, "Buna Latissimus Dorsi deriz biz " falan diye de hava yapar.. gerek yok :)

Eğitimin sonunda  bize bir de koçluk belgesi verdiler, şaka gibi. Aldığım belgeyle birlikte harika bir Taksim - Karaköy - Kabataş - Beşiktaş - Boğaziçi Köprüsü trafiğine girdim. 16:20 civarı çıktığım taksimden 19:05'te evime dönebildim. 

Görüldüğü üzere ben yine bitişi bağlayamadım. Ama bunları da aşacağım sevgili takipçilerim. Az sabredin, henüz o konuları işlemedik...





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder