12 Ekim 2013 Cumartesi

Yeni bir şeyler


Bu sene sürekli şu lafı etmeye başladım, "En iyi terapi; kız muhabbeti". Eskiden kız muhabbetini fazla sevmezdim, yaş ilerleyince muhabbet de değişiyor anlaşılan. Dün gece Lady N'nin İsviçre'den gelmesini bahane ederek, "Rakı güzeldir, içmesini bilene" çerçevesinde bir buluşma ayarlamıştık. Çok keyifli bir gece oldu. Bir dahaki buluşmaya kesinlikle arabasız gideceğim. Böyle tek kadehle olmuyor. Garsona bi "gel yavrucum" bile diyemedim. Gerçi o suratsız adama sarhoşken de bunu söyleyemezdim herhalde. Naughty Girl bile sigara içmek için izin istemeye çekindi, o derece :)
Arkadaşlarımla bir arada olunca, gırgır şamata niyetine gidip böyle laf atma ya da buna benzer şeyler yapabilirim. Ancak normal bir ortamda, hiç tanımadığım insanlarla durup dururken sohbet edemem. Bugün yaptığımız görüşmede nasıl olduysa bu bilgiyi koçumcuğumla paylaştım. Hay dilimi eşşek arıları soksaydı, nerden ettim o lafı. Tutturdu "yan tarafta oturan yaşlı amca ile git 5 dakika sohbet et" diye. O olmazsa diğer taraftaki çocukla konuşmamı istedi. Birden panikledim, ne yapacağimi şaşırdım. Sonra nasıl olduysa vazgeçip aşağı içecek bir şey almaya gitti. Az sonra oranın çalışanlarından biri sırıtarak bana doğru gelmeye başladı
- Merhaba
- Ulan ! Seni o sakallı çocuk gönderdi di mi?
- Nasılsınız? Ben İlyas
- Söyle kaç para verdi sana ?
- Yok...Memnun kaldınız mı? İçeceğinizi beğendiniz mi?
Yavrum yazık, edebini de bozmuyo. Arkadan pişkin pişkin sırıtarak koçumcum geldi.
- Nasıl ? Tanıştınız mı?


İçimden geçen cevapları buradan nakletmeyeceğim, ayıp. Neyse, cocukcağızı karşıma oturttuk, koçu yine aşağı yolladık. 6-7 dakika daha muhabbet ettik. Koç elinde kahvesi ile geldiğinde teşekkür edip İlyası yolladık. Sonrasında ona ne diyeceğimi bilemedim. Benim için yaptığı o kadar farklı bir şeydi ki? Kızsam ve boğsam mı yoksa sevinsem ve sıkıca sarılsam mı bilemedim. Şu bir gerçekti ki her iki türlü de nefessiz kalıp ölecekti.
- Seni öldürebilirim, zaten bir sıkımlık boynun var...
Tanrımmm... Utanmadan koçuma böyle dedim. İnsan şapşırınca ağzından ne çıktığına hakim olamıyor. Gerçi iplemedi, güldü geçti.
Ben tam kurtulduğumu zannederken yaşlı amca ile konuşmam için yine ısrar etmeye başladı. Zaten az önce tanıştığımız İlyas da amca ile sohbet ediyordu. Baktım kurtuluş yok, gidip 5 dakika sohbetlerine katılıp geri döndüm.
Bugüne kadar ki en farklı seansımızdı. Buna benzer şeylerin yine olacağını söyledi. Hoşuma gitmedi desem yalan olur. Bu adam deli... Bütün ezberimi bozuyor :)

Bir kaç hafta önce değişim objem olan yüzüğümü kaybettim. (Hani şu yazımda bahsetmiştim ; http://iskeledegunbatimi.blogspot.com/2013/08/degisim.html).  Koçumcuğum duyduğunda git ve yenisini bul demişti. Hatta farkında değil ama bana ipucu da verdi ;). Bugün bu muhabbetten sonra yeni objemin ne olacağını netleştirdim ve gittim aldım. İşte karşınızdaaaaa... ta ta ta taaaaaaa.....


Bilmeyenler için açıklama yapayım. Bu zatı muhterem Jedi ustası Yoda. Bana değişimi koçumcuğumdan daha iyi hatırlatacak başka bir şey bulamam muhtemelen. Eh.. Yoda da koçumu hatırlatacak en uygun obje gibi görünüyor :))) . Elinde sopası.. aman yani.. ışın kılıcı da var, daha n'oolsun.

Son olarak diyetimden bilgi vereyim. Geçen hafta yağdan 400 gram vermiştim. Bugün tartıldığımda da 500 gram daha verdiğimi gördük. Aslında çubuk kraker geçen hafta için verdiği diyete göre 1,5 kilo yağdan vermemi bekliyordu ama olmadı. Tabi böyle olması benim de moralimi biraz bozdu. Galiba porsiyonların miktarını ayarlayamıyorum. Bayramda kaçamak verecekti ama istemedim. Bakalım haftaya ne çıkacak?


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder